top of page
Yazarın fotoğrafıMünevver Büşra Beşiroğlu

18 EYLÜL BALIK BURCUNDA AY TUTULMASI


Ay Tutulması

Balık burcunda Ay Tutulması'nın su gibi akan enerjisi, Başak'ın pratik yaklaşımıyla birleştiğinde derin bir içsel sorgulamaya neden olabilir. Balık, Başak, İkizler ve Yay burçlarının son günlerinde doğanlar için bu tutulma, suyun altında yatan gizli akıntılar açığa çıkarır gibi hayatlarında birçok konuyu günyüzüne çıkartabilir. 


 Bu Ay Tutulması, Balık burcunun sezgisel ve şefkat dolu doğasıyla birleşerek, bizi hayallerimizi yeniden gözden geçirmeye ve yük olan şeyleri bırakmaya davet ediyor. Artık zamanı dolmuş olan durumlar ve kişiler su yüzüne çıkabilir. Her ne kadar bırakmak zor olsa da, tutulmanın enerjisi, özgürlüğe giden yolu açabilir. 


Ay Tutulması esnasında Merkür'ün Başak burcundaki analitik doğası ve Satürn'le yaptığı karşıtlık, zihinlerimizin düzenlenmesine yardımcı olurken, aynı zamanda geçmişten gelen kısıtlamalarla yüzleşmemize neden olabilir. Tutulmanın getirdiği bu zihinsel gerilim, aslında farkındalık kazanarak eski düşünce kalıplarımızı kırmamız için bir fırsat sunuyor.

 

Toprak ve Su elementlerinin Ay Tutulması anında ön planda olması, bizi köklendirmeye ve duygularımızı daha derinden hissetmeye iterken, Hava elementi bize bu duygulara dışarıdan bir gözle bakma fırsatı sunuyor. Ancak Ay Tutulmasında Ateş’in eksikliği, içsel motivasyonumuzu sorgulamamıza ve yeni başlangıçlar için cesaret bulmakta zorlanmamıza neden olabilir.

 

Bu Ay Tutulması, 2026 sonuna kadar yaşamımızda yer edecek konulara bir “tamamlanma” enerjisi sunuyor. Biten her ne ise, orada kurban psikolojisinde kalmak yerine artık “kahraman” bakış açısına yükselmeliyiz. Donmuş bir durumda kalarak teslim olduğumuz şeylere bir kere daha bakmalıyız. İçimizde motivasyon eksik olabilir, belki eyleme dahi geçmek istemeyeceğiz. Kabuğumuza çekilip güvenli limanımıza sığınmak isteyeceğiz. Yine de, içimizdeki ateşi yakmalıyız. Günün sonunda fark edeceğiz ki, ne haklı ne de haksız var; her şey olduğu haliyle devam ediyor. O halde bize düşen, içimizdeki ateşi yakacak şeylere odaklanmak olacaktır.

 

Kendi hikayemizin kahramanı olduğumuz bu yaşamda, sadece ve sadece kendi eylemlerimizden sorumluyuz. Önümüzdeki süreçte evinizde veya ofisinizde ateşe yer açın. Mum yakın, tütsü yakın ya da adaçayı yakın. Bırakın tütsün. Ateşi izleyin. Trataka meditasyonu yapın. Ateşe bol bol odaklanın. YouTube’da nefes çalışmaları videoları arasında gezinin; size hitap eden bir tanesiyle vakit geçirin. Sizi motive eden şeyleri zihninize alın ve sizi tüketen, sürekli eleştiren/kritize eden seslerle aranıza mesafe koyun. İçinizdeki tanrı parçacığını uyandırmaya odaklanın. Bu nasıl bir şey olurdu? Onun duygusunu kendinize tattırın.🌟


Size severek kullandığım bir Trataka meditasyonu bırakıyorum. Türkçe olmamasına takılmayın; video üzerinden ritmi takip ederek uygulamaya ayak uydurun. 





Sevgili Dolores Cannon’ın “Nostradamus ile Konuşmalar” serisinin birinci cildinde, Nostradamus’tan şu bilgiyi alıyor: 


“Ateş… Yolu açar. Ateşe bakmak, zihnin gezintisini kontrol etmemize yardımcı olur. Aklın gözü ateşi görür. Dört elementin kullanımı sana rehberlik eder.” 


İşte böyle bir şeydir ateşle oynamak…

Ateşiniz bol, yolunuz parlak olsun.

 

Sevgiler,

Büşra

0 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Komentáře


bottom of page